Ergenlik, insanin bir yandan anlasilmaya en cok ihtiyac duydugu, bir yandan da en cok anlasilmamis hissettigi dönemdir. Hem cocuklukta kacirilani yakalamak adina, hem de birey olabilmek; kendi hayatinin dümenine gecebilmek icin son sanstir. Ait hissedebilmek, kendiyle bas basayken evde olma sicakligini yasayabilmek icin son dönüm noktasidir. Cünkü birey ancak ve ancak kisiligiyle kendini evinde hisseder. Ergenligin gücü, cesitli baglamlarda bir görünüp bir kaybolan ayri ayri parcalarin bütünlesmesine ve bireyin kendi kisiligine sahip olmasina dair potansiyeldir. Gerceklik ilkesine bagli bir bütünlesme icin bireyin halihazirda neye sahip oldugunu, neye sahip olmak istedigini ve neye sahip olabilecegini, iyi anlamak gerekir...
Bu kitapla amaclanan kimlik olusumundaki hayati yerine karsin hor görülen ergenligin ve bir yandan yeniden dogarken bir yandan da yok olan ergenin anlasilmasi sürecine bir nebze de olsa yardimci olabilmektir. Sözcüklerle bu kadar ugrastiktan sonra, söz ötesi anlatimin ve bilincdisi sembolizasyonun gücü hatirlanarak ne cocukluga ne yetiskinlige ait olan ergenin hikayesini tek bir göz kirpma mesafesinde anlatmak; ne devredilmistir.