Sahin... Neredeyse hiç görmedigim babam, annemin neredeyse hiç görmedigi kocasi.Yillardir muhatap oldugum "Baban nerede?" sorusuna, "iste", "evde", "memlekete gitti" gibi bir çirpida verilebilecek cevaplar verebilmeyi çok isterdim. Babamin nerede oldugunu, nasil bir bahtsiz oldugunu kimseye izah edemedim. Kabul etmek gerekirse, masumiyetinden zaman zaman ben de çokça süphe ettim. Kadere saygimiz, tekrara göre degisiyor. Basimiza bir is geldiginde, bunu aksilik olarak kabul edebiliyor ve sineye çekiyoruz; bu aksilik ikinci kez geldiginde, geldi mi üst üste gelir diyoruz, üçüncüsü tekrar ettiginde her sey de senin basina geliyor diyerek rahatlikla kanaat bildiriyoruz, sonraki tekrarlardaysa basina bu kadar çok sey geliyorsa, demek ki tüm bunlari hak ediyor diyoruz. O bütün masumiyetiyle yasamaya devam etse bile... Içimizde bir yerden konusuyor Sermin Yasar? Bu cografyaninen derin kederlerini en "bizlik" hayat acemilikleriyle harmanliyor? Incinmisliklerimizi gülünesi asklarimizla iyilestiriyor. Gerçek edebiyatin "insanin ruhuna" inen bir merdiven oldugunu her öyküsünde hatirlatarak.