Eserleri bircok dünya diline cevrilen, ulusal ve uluslararasi pek cok ödüle layik görülen Muharrem Erbeyden, bir kendini arayis ve yol hikayesi; hem Batidan Doguya, medeniyetler arasi bir serüven hem de yüreginde yara ile doganlarin ic dünyasina bir yolculuk. Mezopotamya Üclemesinin ilk kitabi Günahkarlar KalesiAmina ile Jacob, askin ve kendini bulma cesaretinin pesinden gidenlerin hikayesini görkemli bir anlatimla sunuyor okuyucuya. Günahkarlar Kalesi; sapkinlar, simyacilar, sifacilar, kanun kacaklari ve günah isleyenlerin, toplumdan dislananlarin sigindigi bir yeryüzü alemi. Muhkem olmayan hayati tarafindan muhasara altina alinan Aminanin Dogudaki kaleden yükselen cigligini kaydettigi defter, bir seyyahin sandigiyla Bostonda yasayan Jacoba tesadüfen ulastiginda yolun da, yolcunun da, hancinin da kaderi yazilmis olacaktir. Düslerin, hayallerin, sabirla sirlara erenlerin, muammalari cözen adamlarin, bilinmezi, imkansizligi dönüstürenlerin mekaninda, Dogudaki topraklarda, bilinmezlik katmanlari icerisinde acilar ve hayal kirikliklari kadar yeni umutlar da saklidir. Ve fakat kim kaderine boyun egecektir, kim yola cikmayi göze alacaktir Bu kaleye gelince dünyada cok az insanin bildigi bir sirri burada yasayanlarin cogunun bildigini ögrendim. Bu sirrin ne oldugunu kalede asla soramazsiniz. Sorarsaniz size, elleriyle gökyüzünü gösterip, lemi izle, bak, duy, gör, hisset ve bir parcasi ol, ararsan bulursun, diyorlar.