Durmus bir zamanin müebbet bekciligi...

Irmak Zilelinin siradisi kurgusu ve zarif anlatimiyla hikayeciligin görkemine ve bellegin sinirlarina ayna tutan bir roman. Yunus Nadi Roman Ödülü sahibi yazar, gecmisten bugüne hayatin icinden gecenlerin hikayesine, bozuk bir meydan saatinin gözünden essiz bir saygi durusunda bulunuyor. Insan ruhunun derinliklerinin, nesnelerin tabiatinin, dogadaki tüm seslerin izini süren roman, soluksuz bir yürüyüse davet ediyor. Adimlayarak degil, zamanin akisiyla süzülerek yapilan bu yürüyüse dayanismanin, umudun, unutusun, özlemin ve yalnizligin sesi eslik ediyor.

O 8 Blogda baslayan Bozuk Saat yolculugu, pek cok özelligiyle cagdas edebiyatimizin carpici örneklerinden biri. Irmak Zileliden nabizdan nabiza atlayan zamansiz bir okuma deneyimi...

Korkunun durmus bir saate faydasi yoktu Nabzina atladigim an, yeni bir öfke patladi kulaklarimizda. Ilkini aratmayacak siddetteydi. Hani suya daldiginiz anda, dünyayla araniza tül perde cekilmis gibi olur ya, aynisi oldu. Sesler boguldu, görüntüler bulaniklasip dans etmeye basladi. Üstelik, duran bir suyun degil, hareket eden, akan, durmadan akan, aktikca bir seylere carpip yolunu degistiren, yeterli egimi buldugunda hizlanan bir suyun damarlarinda yüzüyordum. Telasliydi. Öfkesi telastandi. Ariyordu. Ama neyi