Yoganin Tarihcesi, Kültürü, Gelenek ve Felsefesi Üzerine Kapsamli Bir Calisma
Yogayi diger felsefelerden ayricalikli kilan insanligin köklerinin cok eski yazili kaynaklarda olmasidir. Bu kaynaklar Vedalar gibi Hint-Avrupa dillerinin ilk yazilaridir. Binlerce sayfayi bulan bu eserler Türkceye hic cevrilmedi. Bora Ercan, öncelikle Vedalar ve Upanishadlar gibi eserlerin önemini, bu eserlerin ortaya ciktigi IÖ 1500lü yillarin Hindistaninin siyasi ve sosyal kosullarini Marksist tarih anlayisiyla cözümlerken, örnek ceviriler araciligiyla da günümüze isik tutacak yorumlarda bulunuyor. Yoganin, klasik bir benzetmeyle, buzdaginin görünmeyen bölümlerine isik tutmayi amaclayan eserde Yoga Tattva Upanishad gibi yoga icin cok önemli bir metnin tamaminin Türkce cevirisi veriliyor. Yazar, diger bir yandan da Annales Tarih Okulunun felsefi yaklasimiyla bugünden mitolojiye yogayi derinlemesine incelemektedir.
Ülkemizde sadece popüler bir moda gibi algilanmaya baslayan yogayi gercek anlamiyla anlamak isteyenler icin bir kitap. Tamami üc ciltte tamamlanacak olan eserin ilk cildi.....
2015 yili itibariyla internetteki arama motorlarinda yoga ile ilgili arastirma yaptiginizda, saniyenin yarisi kadar bir sürede 454 milyondan fazla sonuc cikiyor ve bu sayi gün gectikce artiyor. Arama motoruna spor yazdigimizdaysa neredeyse yarisi kadar bir sonuca ulasiyoruz. Bunun temel nedeni yoganin önünün daima acik olmasidir. Yoga, kendisini tekrar ederek tüketmez, tam tersine sürekli yeniler. Var olan tarzlar bir araya getirilerek olusturulan yeni tarzlar, geleneksel tarzlari takip edenler tarafindan pek hos karsilanmasa da, bu aslinda geleneksel yöntemleri kendi kaynaklariyla üreten dogasina da uygundur.
