Arkeolojik buluntulari degerlendirme konusu son yillarda ciddi olarak tartisilmaya baslanmistir. Baslangicta bir kronoloji ve sanat gelisim cizgisinin olusmasi icin stil kritigi acisindan degerlendirilen arkeolojik materyaller, günümüzde daha farkli bir gözle irdelenmeye baslanmistir. Cünkü neredeyse 70li yillara kadar arkeoloji kazibilim anlayisiyla yapilan bir bilim olmustur. Degisen dünya ve modernizmin cöküsüyle birlikte arkeoloji, kendisinin ancak bir yöntemi olabilecek kazinin hegemonyasindan kurtulmus, elde ettigi maddi kültür kalintilariyla gecmisi yeniden kurma iddiasini tasimaya baslamistir. Aslinda gecmisle bugün arasinda degisen hicbir sey yok; arkeolojik materyal de gecmiste yasamis insanlarin yasamlari hakkinda cok degerli bilgiler verebilmektedir. Önemli olan buluntuya nasil bakildigidir.
Buradan hareketle öteden beri ilgimi ceken ve ihmal edildigini düsündügüm, Yunan ve Roma Sanatinin cinsellikle iliskili eserleri üzerine elinizdeki calismayi yürüttüm. Ancak bu döneme ait o kadar fazla eser var ki, hepsini degerlendirmeye olanak yok. Elinizdeki kitap tamamen benim sectiklerimden olusmakta ve dolayisiyla bu konuda yapilabilecek calismalara bir üst bakis getirmeyi amaclamaktadir. Insanlik tarihinin en önemli sorunlarindan biri olan cinselligin yazili kaynaklar disinda neredeyse bir baska kaynagi yoktur. Bu kitapta günümüzden binlerce yil önceki anlayisin kimi zaman dini, kimi zaman ise erotik ve hatta pornografik amacla sanata yansimalarini bulacaksiniz.
