Doktorun yüce ve tek görevi, hastayi sagligina kavusturmak, yani tedavi etmektir.

Dr. Samuel Hahnemann, 1779 yilinda tip fakültesinden mezun olduktan sonra bir süre doktorluk yaptiysa da, dönemin sifa uygulamalarindan duydugu rahatsizlik nedeniyle cok gecmeden meslegini terk etti. Meslektaslarinin tedavi yöntemlerini gelisigüzel, sorumsuz ve tehlikeli buluyordu. Doktorlugu biraktiktan sonra Benzer benzeri iyilestirir ilkesi isiginda, sistematik ilac deneylerine ve derinlemesine hasta gözlemlerine basladi. Yillarca kendisi, ailesi ve yakinlari üzerinde denedigi cesitli maddelerin tibbi etkisini arastirdi ve klasik tibbin ötesinde insanliga hizmet edecek yeni bir sifa yöntemi gelistirmek düsüncesiyle calismalar yürüttü. Elde ettigi bulgulari ilk defa 1810da Organon adli temel eserinde toplayarak homeopati adini verdigi özgün tedavi yöntemini insanligin hizmetine sundu. Hizli, yumusak ve kalici tedaviyi amaclayan bu alternatif sifa yöntemi, kisiye özel ve bütüncül yaklasimiyla devrim niteligindeydi ve kisa zaman icinde yayginlasarak dünya capinda genis kitlelere ulasti.

Organon, bugün hem homeopati ögrencileri icin vazgecilmez ve temel bir kaynak hem de yazildigi dönemin yaygin tibbi uygulamalarina dair ayrintilariyla, tip tarihine ve felsefesine ilgi duyan herkesin faydalanabilecegi tarih bir belge.