21. yüzyilda gerceklerle yüzlesmemiz gerekliydi, hatta cok gec bile kalmistik. Hatanin neresinden dönersek kardir, anlayisi icerisinde neydi bu yüzyila kadar tasidigimiz ve halen devam ettirdigimiz yanlis uygulamalar Surasi unutulmamalidir ki gercekler, insani, insan karsisinda hür kilar. Aksi halde yanlis hayati dogru yasama gayreti icinde oluruz. Artik farkliliklarimiz kelimelerden ibaret olurdu. Birileri hayir ve ser birileri dogru ve yalan birileri ise farkli dillerde farkli telaffuzlarla seslendirecek ve sembolize edecekti, dogru bildigi yalan yasantiyi.
Fuzuli der ki Söylesem tesiri yok, sussam gönül razi degil. Fuzulinin bu sözündeki tesir olup olmama noktasinda Söyleyelim. desek bu sefer Cenap Sahabettinin su sözü karsima cikiyordu. Dogruyu söylemek degil, anlatmak güctür. Hem dogru bulup söyleyeceksin hem de bunu anlatacaksin. Dogrulari anlatmaya karar verince Hz Muhammedin su sözünün neresinde kendimi konumlandirmam gerekiyordu Sizden kim bir kötülük görürse onu eliyle degistirsin. Buna gücü yetmezse ona diliyle müdahale etsin. Buna da gücü yetmezse, ona kalben bugz etsin. Bu ise iman tavrin en zayif olanidir.