Turk halk edebiyatinin anonim manzum turleri arasinda yer alan ninniler, gecmisten bugune dek halk geleneginin en canli turlerinden biri olarak karsimiza cikar. Degisen kulturel kosullarin anonim turler uzerindeki degersizlestirici, yipratici etkilerine ragmen ninniler esnek yapilari ve islevsellikleri itibariyle halk dilinde kendine yer bulmayi basarabilmistir. Bugunun dunyasinda, farkli bicimlerde de olsa, ninni söylemeyen kadin yok gibidir.
Uzun bir calisma sureci sonrasinda ortaya cikan bu eserde canli ve renkli bir dile sahip olan ninnilere kadin genelinde ve anne özelinde bakilmak istenmistir. Kadinin toplumsal cinsiyet rolunun ve kadin algisinin halk ninnilerinin tursel özelliklerini nasil etkiledigine odaklanilmistir. Bu nedenle öncelikle agit, mani, turku gibi diger anonim turlerde kadin ve erkek dilinin etkisi uzerinde durulup daha sonra feminist yaklasimlar cercevesinde kadin dilinin ninniye kattiklari degerlendirilmistir. Eserin diger bölumunde, icra baglamlari ile birlikte ele alinan ninnilerin kadinin farkli sosyokulturel kosullar icerisinde ninniye nasil bir bicim , icerik ve fonksiyon kazandirdigi belirlenmeye calisilmistir.
Turk halk ninnilerinin anlaticisinin ve icra baglaminin irdelenmesine yönelik olan bu calisma, ninnilerin daha iyi anlasilmasi yolunda bir katki saglayabilirse amacina ulasmis olacaktir.