Elmalili M. Hamdi Yazir, Hicri 1294 Miladi 1877 yilinda Antalya'nin Elmalili kazasinda dogdu. Babasi Numan Efendi, aslen Burdur'un Gölhisar kazasi Yazir köyü halkindandir. Numan Efendi, küçük yasta Yazir köyünden çikip Elmali'ya gelmis, orada okumus ve "Ser'iye Mahkemesi" baskâtibi olmustur. Hamdi Efendi'nin annesi, Elmali âlimlerinden Mehmet Efendi'nin kizi Fatma Hanim'dir.
Ilkokulu ve bugünkü ortaokula denk sayilan Rüsdiye'yi Elmali'da bitiren Hamdi Efendi, 1892 yilinda, dayisi hoca Mustafa Sarilar ile birlikte Istanbul'a gelmis ve devrinin âlimlerinden Kayserili Mahmud Hamdi Efendi'den ders almistir. Istanbul'daki diger taninmis hocalarin da derslerine devam ettikten sonra, 1906 yilinda "Bayezit dersiâmi" olarak icâzet almistir. Ayni yil yapilan seçimlerde Antalya Mebusu olmus ve II. Mesrutiyet'in bu ilk meclisinde, özellikle 1876 "Kanun-i Esâsi"sinin degistirilmesinde önemli rol oynamistir.
1909 yilinda Mülkiye Mektebi'nde Ahkâm-i Evkâf ve Arâzî dersleri okutmus ve yine ayni yillarda Mekteb-i Kuzâtta "Fikih" dersleri vermistir. Daha sonra Darü'l-Hikmeti'l-Islâmiye (Seyhü'l-Islâmliga bagli Yüksek Müsavere Heyeti) üyeligine ve bir müddet sonra da baskanligina tayin edilmistir. I. Dünya Savasi'ndan sonra Evkaf Nazirligi'nda bulunmus ve bu sirada Âyan Meclisi üyesi olmustur.
Cumhuriyetin ilâni sirasinda Mütehassisîn medresesinde mantik müderrisi idi. Medreseler kaldirilinca evinde inzivaya çekilmis, ilmî tetkik ve arastirmalarina devam etmistir. Yirmi yil kadar devam eden bu uzlet (yalnizlik) devresi,
"Hak Dini Kur'an Dili" adindaki Türkçe tefsiri hazirlamasina imkân vermistir. Tefsire baslamadan önce Misirli Prens Abbas Halim Pasa'nin tesviki ile "Büyük Islâm Hukuku Kâmusu" ile mesgul bulunuyordu. Bu eserle birkaç yil mesgul olduktan sonra yarim birakmis ve tefsiri yazmaya baslamistir.
Âyan üyeliginin son yillarinda Fransizca'dan tercümeye basladigi bir felsefe tarihi kitabini tamamlayarak ilave ettigi önemli bir dibace (önsöz) ve diger hasiyelerle birlikte "Metalib ve Mezahib" adiyla bastirmistir.
Hamdi Efendi, ayrica devrinin güzel sanatlarindan olan hat ve mûsikî ile de ilgilenmistir. Özellikle "Nesih" ve "Sülüs" yazilarda iyi bir hattat idi. Ayni zamanda hâfiz oldugu için alaturka mûsikînin çesitli makamlariyla ciddi bir sekilde mesgul olmustur.
Hamdi Efendi, 27 Mayis 1942'de Istanbul Erenköy'de vefat etmistir.