Hadi geri verin bana zamanin gecmek bilmedigi, acilarin üst üste geldigi, cocuklugumun ve gencligimin sirtima bir yük gibi bindigi menekse kokulu sabahlarimdan hic olmazsa birini. Hadi geri verin bana aynada asili kalan gülüslerimi, yastigimda sakladigim gözyaslarimi. Hadi geri verin bana, hep boynu bükük baktigim sokaklari, bos kalan diger elimin sicakligini, pencerenin pervazlarina asili kalmis hasretle bakan gözlerimin kirasini. Hadi geri verin, geceleri Baba diye seslendigim zamanlari, sahipsiz bir yürekle bir kez görmek icin adimladigim kaldirimlari. Hadi geri verin...
Ömrü cilelerle örülmüs bir genc kadinin basindan gecenleri okuyunca bu kadar da olmaz diyecek, inanmakta zorlanacaksiniz. Hayatin icerisindeki derin girdaplarda tek basina mücadele etmek zorunda kalan, hem gurbeti hem hasreti bir arada yasayan, Hollanda-Türkiye arasinda sikismis Aybikenin yürek burkan hikayesi sizin de gözlerinizden sebnem tanesi olup kayip gidecek. O, hem icindeki seslerle hem de kendini yalniz birakmayan gölgelerle konusarak sahipsiz bir halde yasamak zorunda kaldi. Her cümlesinde kendinizden bir sey bulacaginiz bu roman acilarin yogurdugu bir kadininin onurlu bir sekilde hayata nasil da tutundugunu anlatmaktadir.