Ahlak denilince, genel anlamda bireysel ve toplumsal davranis kurallari ve bu kurallari saptayan, inceleyen bilim anlasilir. Ahlaki degerler, insani insan yapan en önemli özellikler arasindadir.
Iman ise Allah tarafindan gönderilen ilahi mesaji gönülden tasdik etmektir. Buna göre imanin bir gönül ve vicdan isi oldugu söylenebilir. Ancak bu gönülde olanin disa yansimayacagi anlamina gelmez tam aksine insanin icinde ne varsa disina o yansir bal küpünden sirke sizmaz. Bunun icin Allaha iman ve Onun dünya-ahiret saadeti icin insana emrettikleri, aktif bir bag olarak ahlaki davranisi gerektirir.
Allah inanci ahlak kurallarina ulvi bir dayanak olusturarak, insan zihninde olumlu düsünceler olusturmaktadir. Allaha iman hem ahlaka kaynaklik eder, hem de ahlaki davranislari gecicilikten kurtararak süreklililigini saglar. Bunun icin ahlaki erdemlerin en büyük destekcisi Allaha imandir.
Dolayisiyla, her ne kadar ayri ayri konular gibi gözükseler de aslinda inanc ve ahlak konulari, orijinleri, kapsamlari ve hedefleri bakimindan son derece benzerdirler. Öyle ki ilahi dinler acisindan Allaha iman, ahlaki bir zorunluluk oldugu gibi, ahlak kurallarina uymak da Allaha imanin bir geregidir. Insandaki ahlaki degerlerin varligi, ayni zamanda o degerlerin bir kaynagi olarak Allahin varligina da büyük bir isarettir.
Bundan dolayi Allah inanci ve ahlak birbirini bütünleyen, insan hayatina anlam kazandiran temel degerlerdir. Bir an icin ikisinden birinin olmadigini varsayalim; inancsiz ahlak, saglam bir dayanagi, sürekliligi olmayan, aklin yorumuna mahkum bir cikmaza dönüsebilecegi gibi, ahlaksiz bir inanc da hurafe mesabesinde kalacaktir.