Sienna Jones, Hint Okyanusundaki bir ucak kazasinda kaybettigi annesinin ardindan zor günler geciriyor. Okyanus ve ucak korkusu kabuslarinda bile pesini birakmiyor. Babasi, tsunami felaketinden etkilenen cocuklari ziyaret edecek uluslararasi yardim ekibine katilmasini önerdiginde, Sienna onun ya saka yaptigini ya da aklini kacirdigini düsünüyor. Yine de merhametli yani agir basinca, Endonezyaya uzun ve korkutucu bir yolculuk yapiyor.
Gel gelelim, orada Siennayi hayatinda gördügü en yakisikli cocuk bekliyor Deni. Öylesine esrarengiz ve icine kapanik ki, bu hali Siennayi derinden etkiliyor. Ikisi dost olmakta gecikmiyor ve Deni, haber alamadigi babasinin hala hayatta olabilecegini ögrendiginde, Sienna onunla tsunaminin merkez üssüne gitmekte tereddüt etmiyor. Deninin ümidini anlayabiliyor ve evinde onu her ne bekliyorsa, bununla, birlikte yüzlesmelerini istiyor. Büyük bir risk aldiklarinin farkinda, ama ögreneceklerinin, ikisinin de kalbini kiracagini henüz bilmiyor.
Ölümcül tsunami felaketinin sonrasini anlatan Deniz, genc yetiskin edebiyatina yeni bir soluk getirecek, sürükleyici ve dokunakli bir ask hikayesi.
Deniz adini aldigi deniz kadar güzel ve calkantili, özenle islenmis bir hikaye. Kendimizi bir anda ölüm, yikim, merhamet ve umut gibi insani duygularin derinliklerinde buluyoruz. Fedakarligin iyilestirici gücü ve kalbin sevme kapasitesi üzerine romantik ve dokunakli bir roman. -Sarah Ockler, Twenty Boy Summerin yazari