Bu kitap Freudla Marxi o kadar basariyla uzlastirmis olan cagimizin bu ünlü ruhbilimcisinin ayni zamanda Bati düsüncesiyle Dogu görüsü arasinda da bir biresime ulasmis oldugunu kanitliyor. Huzursuzluktan, bikkinliktan, cagin hastaligindan, yasamin donuklasmasindan, insanin otomatiklesmesinden, kendinden, cevresinden ve dogadan yabancilasmasindan yakinanlar, yasamin parmaklarinin arasinda kum gibi akip gitmekte oldugunun, yasamadan ölüp gideceklerinin, bolluk icinde yasanan bir yasamin bile sevincten, kivanctan yoksun oldugunun farkina varanlar icin acaba bir cikis yolu var mi Satoriyi yasantiya dönüstüren kimse üzerinde satorinin degisik bir etkisi oluyor. Zihin bütün bilip yasamis olduklarimizdan daha doyurucu, insanin icini ic barisla dolduran daha cok sevinc ve kivanc veren bir uyum icinde calismaya basliyor. Yasamin rengi, ezgisi degisiyor. Zene erismis kimse kendini yenilenmis buluyor; bahar cicekleri daha renkli, dagdan akip gelen derenin suyu da daha saydam, daha serin görünüyor...