Bireyler yasamlarinin belli dönemlerinde umutsuzluk, aci, üzüntü, tükenmislik ve basarisizlik gibi olumsuz duygular yasayabilirler. Bireyin bu olumsuz duygularla basa cikabilmesi icin, kendilerini rahatlatmalari, sakinlestirmeleri ve en önemlisi de kendilerine zarar vermeden bu negatif duygularindan kurtulmalari gerekmektedir. Bireyleri bu olumsuz duygulardan kurtaran ve hayatlarini daha yasanilabilir ve daha anlasilabilir hale getirmek icin onlari öz-anlayislarinin gelistirilmesi önemli olmaktadir. Cünkü öz-anlayislari yüksek olan bireylerin bu olumsuz duygulariyla daha kolay bas edebilmektedirler.
Öz-anlayisin bir parcasi olan bilincli-farkindalik da bireylerin iyilik hali üzerinde olumlu etkiler yaratabilmektedir. Bireyler duyular ve algisal uyaranlarin bilincinde olduklari kadar düsüncelerin, niyetlerin ve duygularin da bilincindedirler.
Bilincli-farkindalik uygulamalari ile bireylerin bilincli-farkindalik düzeylerinin arttirilmasi bu bireylerin öz-anlayis seviyelerini yükseltecektir.