Türkiyede, Ermenistanda ve Diasporada yasayan Diyarbakirli Ermenilerin izlerini süren bu calisma kapsaminda, 22si Istanbulda, 16si Diyarbakirda, 9u New Yorkta, 7si Montrealde, 4ü Torontoda, 4ü Los Angelesta 4ü Yerevanda, 3ü de New Jerseyde olmak üzere toplam 81 kisiyle görüsüldü. Görüsülen kisilerin 41i kadin, 40i erkekti. Bunlar arasinda Ermeni kimligiyle yasayanlar da var, Müslümanlastiktan sonra Ermeni kimligine dönen ya da dönmeye calisanlar veya kendini hem Müslüman hem Ermeni olarak tanimlayanlar da
Bu calisma, Diyarbakirdaki Ermenilerin kültürel varligini yeniden tasavvur etme, bir tür kurma girisimidir. Kentin, 1980li yillara kadar kullanilan ancak daha sonra cemaatsizlik nedeniyle hizla harabe halini alan Surp Giragos Ermeni kilisesinin, yakin tarihte, Diyarbakir Belediyesi ve Ermeni kurumlarinin isbirligiyle restore edilerek yeniden ibadete acilmis olmasi, bu tasavvur ve yeniden kurma girisimleri acisindan büyük bir önem tasiyor. Bu kitap da bu anlamda, yitik bellek denizini olusturan damlalardan birisidir.
Ali Bayramoglu
Bu kitapta yer alan anlatilari okurken, sözlü tarihin cilvelerini düsünmeden edemedim. Bunlar arasinda, hayat hikayelerinin dinleyicisini hakikate cagrisi, farkli iktidar katmanlarinin duygular ekseninde ifadesi ve belki de bu kadim sehrin, herkesin, her seyin üstünden bizlere müstehzi bakisi var. Sessizligin Sesi kadar, Diyarbakirin bize yükledigi duygusal agirligi da hissetmemek mümkün degil bu anlatilarda. Bugünün cok-yerli yerelligi icinde bile hala kendisi olmayi sürdürebilen sehirlerimiz var. Diyarbakir Ermenileri konusurken, insan ister istemez, yillarin sirlarinin sehrin surlarindan cikip bize sordugu yeni sorular üzerine tefekkür ediyor.