Kizilelmanin ortaya cikisi ve onunla ilgili ilk bilgiler cok ama cok eskilere dayanir. Ilk defa Altay daglari ile hazar gölü arasinda gösterilen, Turan Zemin denen yerde, yani Türk Mitolojisinde Kizilelmadan söz edildigini tesbit edilebiliyoruz.
Toplum önderleri, bilgeler, düsünürler ondan söz etmeye ya da onu tarif etmeye kalktiklarinda, cok farkli seyler anlatirlar. Bu sebepten Kizilelma konusunda fikir birligine pek rastlanmaz.
Halbuki tarihci Pecevi Ibrahim Efendi ve Evliya Celebi eserlerinde anlattiklari Kizilelma konusunda hemfikirdirler.
Iste bunun icin cok boyutlu oldugunu düsündügümüz Kizilelmayi tek boyuta indirgemeden yani Onu cercevelemeye kalkmadan sadece anlamaya calisarak iz sürdük.
Bu kolay olmadi, cünkü onun seyrettigi tarihi yolculuk cok uzun sürmüs yayildigi cografya cok genislemisti.
Bu uzun yolculukta her menzilde Kizilelmadan bir ize rastladik; Cennette dem babamizin kovulmasina sebebin bir elma oldugunu söylerler, daha sonra yeryüzünde varligini sürdürmesinin de sebebi olacakti. Nuhun gemisinde, Istanbulda, Romada, Viyanada ondan izler vardir. Kuranin Batini yorumlarinda, Hz. Peygamberin hadislerinde dolayli olarak ondan söz edildigi bilinmektedir.
Ehlibeytin sirri ile sirlandigini Pir Sultan Abdal söylüyor. Onlarca siiriyle Kizilelmayi bize anlatmaya calisir. Öte taraftan Topkapi sarayinda Yavuz Selimin portresini iki elinde iki Kizilelma ile izlerken bütün söylencelerin gercek oldugunu anlariz.
Kizilelmanin izini sürmek amaciyla ciktigimiz bu uzun yolculukta tek bir kural gecerliydi, gercekci olmak. Öylede olduk. Hic romantizme hamasete kacmadan Kizilelmayi anlatmaya calistik.